Tarihçe
Tüm köpeklerin 4 grup içerisinden türediğini biliyoruz. Tazılar, Av köpekleri,
Sürü köpekleri ve Molossus/bullenbeisser'ler. Aslında molossus (eski mastif)
ve Bullenbeisser (Bullbiter-Bulldog) lar, tek'i bir isim altında toplanmış iki
ayrı türdür. Molossuslar, çok geniş bir mastif tipi köpeği içerir ve çok
eski bir isimdir. Molossuslar eski Romalı şairi Claudian'ın da söylediği
gibi İngiltere'nin geniş ağızlı köpeklerini tarif ediyordu. Gerçi bu
ismin Çin bozkırlarından göçen "Alan" ve "Alaunt"lardan
geldiği düşüncesi de söylentiler arasındadır. Tabi kanımızca bir köpek
türünü
belirli bir orijine bağlamak da yanlış olur.
Romalıların, İngiltere'den getirttiği mastiflerin arenalarda dövüştürmeleri,
aynı zamana rastlayan iri Molossus'ların İtalya'da ortaya çıkması, belirli
birkaç Molossus cinsinin olduğunu gösteriyor. Bullenbeiser tarihini;
Molossus'lardan ayırmak oldukça zordur. Mastiff-Buldog ismi belki de
Bullenbeisser'ın direk Molossus'lardan türediğinin bir belirtisidir. Mastiff-Buldoglar
daha sonraları mükemmel bir bull-baiter ve daha sonra domuz (boar) köpeği
haline dönüşmüştür.
Bullenbeisser terimini, bugünkü AKC standartlarındaki modern Buldoglarla karıştırmamak
lazım. Bu sadece gösteri amaçlı yetiştirilmiş, çalışmaya gelemeyen köpeklerdir.
Buldog terimi, bodur, inatçı, cesaretli, çevik, anlamını kapsayan bir
terimdir. Amerikan Kennel Club'ın standartize ettiği köpeğin bu terimle
hayli uzak olduğu görülür.
Bullenbeisser, çok ufak değişikliklerle modern Amerikan Pitbull Terrier'i ile
aynı özellikleri taşıyan bir türdür. A.P.B.T. damarlarında çok azda olsa
terrier kanı taşımaktadır. 1800'lerin sonuna doğru, Bull terrier, Pitbull
ve show Buldogların hepsinde değişik türler ve melezlerin ortaya çıktığı
göründü. Fakat Pitbuldog'da bu değişim gözlemlenmedi.
Amerikan Pitbullar, Amerika kökenli yaklaşık 25-40 kg. ağırlığında birçok
değişik renkte, kısa yumuşak tüylü, mastif grubunun en belirgin özelliklerini
taşıyan bir türdür. Bu tür hakkında pek çok efsane, kulaktan kulağa dolaşan
hikayeler mevcuttur. Yük/ağırlık çekme gardiyanlık, kontrol edilemeyen
sinirlilik, kilitlenen çene gibi hikayeleri hepiniz duymuşsunuzdur.
Pitbulların halen dövüş için kontrol edilemeyen bir güdüyle hareket
ettikleri, zincirsiz kontrol etmenin imkansız olduğu; tabi ki sadece dilden
dile dolaşan hikayeden başka bir şey değildir. Dilerseniz bu Mit'ler üzerinde
biraz göz gezdirelim.
Pitbulların Safkan Olmayışı Hakkında Söylentiler
Pitbulların sicili "Amerikan Pitbull Terrier" (Kısaca Pitbull)
olarak çok önceleri Amerikan Kennel Club tarafından onaylanmıştır. Zaten
Pitbulların tarihi, çok eskiye dayanır ve bu tür ile birçok diğer türün
çiftleştirildiği bilinmektedir. 1900'lü yıllarda Colby türünün, bu tür
ile çiftleştirilip ortaya çıktığı da bilinmektedir.
AKC, bu türü "American Staffordshire Terrier" olarak siciline
kaydetmiş. Ayrıca United Kennel Club düzenli olarak her yıl Pitbull'ları
siciline kayıt etmeye devam etmektedir. İster UKC (United Kennel Club) ister
ADBA (Amerikan Dog Breeders Ass.) olsun, her iki klüpte Amerikan Pitbull
Terrierini siciline kabul etmiş kuruluşlardır.
Size birkaç ilginç olay anlatalım. Gerçi Pitbull saldırıları ve ısırma
olayları hakkında gazete ve polis kayıtlarında o kadar çok rapor var ki;
hangisini anlatmalı karar veremiyoruz. Örneğin, Los Angeles'ta gelişen bir
olayın gazetedeki haberi şöyle "Polis görevlisi, yol kenarında
beklerken bir Pitbull tarafından ısırıldı". Olayın aslı ise şöyle;
hayvan-kontrolcusü tarafından kontrol altına alınmak isteyen bir Alman Çoban
köpeğinin, polis memuruna saldırması ve bunun görgü tanıklarınca, duman
rengi, iri, muhtemelen 35-40 kg. ağırlığında dişi bir Labrador kırması,
olarak belirtilmesi bu olayı gazetelere "Pitbull saldırısı" olarak
aksettirmiştir.
Diğer bir enteresan haber, bir polis yardımcısı K-9 köpeğinin diğer bir köpekle
kavgası sırasında, polis memurunun kendi köpeğini yanlışlıkla vurmuş
olduğu ve dövüşteki diğer köpeğin bir Pitbull olduğudur. Bu haber de,
daha sonra açıklanana göre K-9'la dövüşen köpeğin erkek bir Golden
Retriever olduğuydu. Bu olay gazetelere tabiki "Pitbull ya da Pitbull
Collie Kırması olarak geçmiştir. Görüldüğü üzere böyle yüzlerce
rapor mevcuttur ve bunların çoğu asılsızdır.
Birçok insan Pitbull'ları sadece dövüş köpeği olarak görmektedir. Fakat
şunu bir düşünün; kaç tane İrlanda wolfhound'u hala kurtları öldürüyor,
kaç tane İskoç Deerhound'u geyik avlıyor. Ama bilinen bir şey var
Pitbull'lar dövüştürülmek için terrierlerle çiftleştirilmişlerdir. UKC
(United Kennel Club) literatüründe, dövüş konusunda 1928-35 yılları arasında
sadece dokuz köpek bu klasmana tabi tutulmuştur ve Pitbullar bu kategoride
yerlerini almışlardır.
Pitbulların gösterecekleri performansa göre yetiştirilmeleri onların görünüşlerinin
de farklı olmasını sağlamıştır. 14 kiloluk bir Pitbull'da olabilir, 45
kiloda olabilir, atletik yapılı veya iri cüsseli olabilir, renkleri bir çok
değişik şekilde görülebilir. Bu sebepten dolayı Pitbulları belli bir
standarta sokmak çok zordur.
Pitbullar hakkında bir diğer söylenti ve en korkunç olanı "kitlenen çene"leri
hakkındaki söylentilerdir. Dobermanlar hakkında söylenen "beyinlerinin
büyüyüp kafatasına sığmaması ve çıldırmaları" kadar yaygın bir
söylentidir bu. Her köpeğin çenesi kuvvetlidir. Bir Rotweiler bir Pitbulla göre
daha iri bir kafa ve daha geniş bir ağız yapısına sahiptir ve istese bir
Pitbulldan daha sert ısırabilir. Ama bu, bir köpek dövüşünde Pitbullu
yenebileceği anlamına gelmez. Isırış gücü bu oyunlarda büyük bir rol
oynamaz. Bir Pitbull, bir objeyi ısırdığında, isterse onu hemen bırakabilir.
Pitbullar, yüzlerce nesildir, inatçılığıyla tanınırlar. Buldoglar da
inatçı oluşlarıyla bilinirler. Fakat Amerikan Pitbull Terrier adıyla
bilinen günümüz Pitbulları için (bazı istisnalar dışında) bu hareketi görmek
zordur. Kayıtlardaki tüm Pitbull saldırıları sadece diğer köpekler gibi
ısırıp bırakmış olduklarını gösterir.
Birçok Pitbull oyun amaçlı objeleri ısırmaya bayılır, bu belki de içinden
gelen temel dürtülerinin dışa vurumudur. Ayrıca onun potansiyel enerjisini
ve eğlenmesini sağlayacak diğer bir aktivasyon ise yerden yaklaşık 1.5
metre yukarıda asılı duran bir hedef noktaya zıplayıp onu yakalaması ve
onunla oynamasına izin vermektir. Bu aktivite Pitbullu agresif davranışlar içine
sokmaz. Aksine onun içindeki negatif enerjiyi azaltır. Yukarıda asılı duran
torba, köpeğin hayal gücüne göre bir boğanın en hassas noktası olan
burnunu temsil eder ve 30 kiloluk bir köpek zıplayarak 1 tonluk bir boğanın
burnundan yakalar ve asılı kalır. İşte zıplayan ve havada torbayı kapan
Pitbull eşleşmesi de böyle anlatılır.
Pitbullar Isırırken Arka Azı Dişleriyle Çiğnerler
Bu çok enteresan bir hikayedir. Eski bir Pitbull sahibinin anlattığına göre,
Amerikan Pitbullar, öndişleriyle ısırıp yakaladığı avlarını, bir
yandan da arka dişleriyle çiğneyerek parçalıyorlardır. Bu kesinlikle yanlış
bir fenomendir ve kesinlikle yanlıştır. Temel davranış ve psikolojik olarak
hiçbir dayanağı yoktur. Bu iş üzerine çalışan (Isıran saldıran
Pitbullar üzerinde) eksperler kesinlikle bu olayı doğrulamazlar.
Pitbullar Diğer Hayvanlar Arasında En Güvenilmez Olanıdır
1884'te Vero Shaw'un yazdıklarına göre "Bir Pitbull", içinden
gelen derin içgüdüleriyle, karşılaştığı her köpeğe karşı asabi
davranışlar ve üstünlük güdüsüyle hareket eder." Fakat çok az sayıda
Pitbull, diğer hayvanlara karşı agresif davranışlar sergiler ve bu çok
nadir gerçekleşen bir olaydır. Yalnız erken yaşlarda, 6-7 aylıkken, karşılaşılabilecek
bir durumdur. Bu yaşlarda köpek diğer köpekleri keşfetme, merakıyla onlara
yaklaşacak ve üstünlüğünü kabul ettirmek için onlarla münakaşalara
girecektir. Bu agresif davranışlara anında müdahale edilerek, eğitimle bu
hareketlerin devamlılığı engellenmelidir.
En önemli faktör köpeğin diğer hayvan ve insanlara nasıl davranması
gerektiğinin öğretilmesidir. Tabi ki Pitbulların bu saldırgan karakterleri
hakkındaki yazıları okuyanlar bu köpekleri bu amaçla alıyor ve yetiştiriyor,
başka hayvanlara saldırmasının normal olduğunu düşünüyorlar. Örneğin
şimdiye kadar hiçbir Pitbull köpeği yetiştirmemiş bir yazarın kitabında;
"Pitbullar doğaları gereği, sert yetişir ve diğer hayvanlara karşı
saldırıda bulunmaları normaldir. Dışarıya çıkarılırken kuvvetli bir
tasma kullanılmalıdır veya mümkünse bira ağızlık kullanılmalıdır"
diye yazar. Tabi ki bunu okuyanlar Pitbull hakkında ister istemez yanlış
izlenimlere kapılacaktır. Bunlar tamamen yetiştirilmeye alakalı konulardır.
Mastif özelliği taşıyan tüm köpekler yetiştirmeye bağlı olarak saldırgan
ve koruma amaçlı yetiştirilebilir. Veya başka bir tür köpek içinde bu geçerlidir.
Fakat bilindiği gibi birçok yarışma düzenlenmektedir ve yarışmaya dahil
olan birçok köpek birarada bulunmaktadır. Boxer, Doberman, Bull Terrierler,
Fox Terriers, Rottweilerlar, Malamutlar ve birçoğu. Fakat aldıkları eğitim
sonucu hiçbir şekilde yanlış bir davranışta bulunmazlar. Sonuçta asıl
olan eğitimdir ve bu şekilde genellemeler yapmak son derece yanlıştır. Bu
yazılanların tersine Pitbulllar diğer hayvanlarla çok iyi anlaşan ve uyum
sağlayan bir türüdür.
Pitbullar Hiçbir Uyarıda Bulunmadan Saldırırlar
"Uyarı" kelimesi bir davranış göstergesidir. Örneğin bir kurt
yemek yerken diğeri ona yaklaşmıyorsa bu, kurtun diğerine karşı sergilediği
davranıştan kaynaklanır. Yemek yiyen kurt diğerini, davranışlarıyla
uyararak, uzakta durmasını, yaklaşmamasını belirtir.
Bütün Pitbullar saldırmadan önce muhakkak uyarıda bulunurlar. Bazı köpekler
özel olarak saldırı/koruma amaçlı yetiştirilirler. Tabi ki bu eğitim sırasında,
eğer uyarma ve kontrol etmeyle vakit harcamamaları gerektiği öğretilirse, köpek
hiçbir uyarıda bulunmadan saldırabilir. Belirttiğimiz gibi bu sadece eğitim
sonucu gerçekleşebilir.
Eski bir inanış olan "Havlayan köpek ısırmaz" sözü köpeğin
uyarıda bulunduğunu tasdikleyen bir sözdür. Fakat bütün hayvanların doğasında
kendi aralarında veya başkalarına karşı bir uyarı söz konusudur.
Pitbullar Isırdığı Zaman Santimetrekareye Bir Tonluk Bir Basınç Uygular
1970'lerin ortalarında Doberman/koruma köpeklerinin hakkında çıkan ilk, ısırma
hikayeleriyle, köpeklerin ısırdıkları alana uyguladıkları basınç konusu
ortaya çıkmıştı. O zamanlar Dobermanlar için belirtilen derece 400 PSI'idi
ve 600-1200 PSI arasında bir başına uygulayabildikleri söylentiler arasındaydı.
Vahşi kurtlarda bu basınç 600 PSI ile 2000 PSI arasında değerlendiriliyordu,
tabi ki bunlar kayıtlı sonuçlar değil, sadece halk arasında, dolaşan söylentilerdi.
Gerçekte, bu ısırma basıncı hakkında hiçbir ilmi ölçüm ya da araştırma
sonucu yoktur. Bilindiği gibi Pitbullar 22 kilo 35 kilo arasında değişen
cinsleriyle bu ısırma basıncı konusunda yerlerini almış köpeklerdir. 55
kiloluk bir Pitbull, ısır komutuyla birlikte ısırması, 20 kiloluk çok kızgın
ve sinirli bir Pitbull'un ısırmasının ancak üçte biri kadardır.
"Avlanma güdüsüyle hareket" ve kendini koruma güdüsüyle, hareket
arasında çok fark vardır. Avlanma güdüsündeki bir köpek daha sert ve acımasızdır.
Bu başlık altında incelenirse Rottweilerlar ve Akitalar, Çoban köpekleri ve
Dobermanlara göre çok daha sert ısırırlar.
Pitbullar Dünyadaki En Güçlü Köpek Türüdür
Belki de! Çünkü Pitbullar, kendinden çok daha iri köpeklerle mücadele
edebilir hatta onlara karşı üstünlük sağlayabilirler. 55 kiloluk bir Akita
ya da Rotweiler 25 kiloluk bir Amerikan Pitbull tarafından kafa tutulması,
tabi ki bu köpek sahiplerini biraz üzebilir. Fakat Pitbullar yürek, beyin ve
fiziksel kabiliyetini biraraya getirebilme kabiliyeti, onu diğer köpeklerden
ayıran bir özelliktir.
"En güçlü" kelimesini biraz açmak gerekirse, bu terimin genelde
"ağırlık çekme" yarışlarında kullanıldığı ortaya çıkar.
Bu yarışmalarda iki ödül vardır. "En ağır yükü çeken" ve
"vücut ağırlığına oranla en ağır yükü çeken" Ufak köpekler
iri olanlara göre, her zaman vücut ağırlıklarına oranla daha fazla yük çekerler.
Fakat iri köpekler her zaman en ağır yükü çekenlerdir. 60-70 kilo ağırlığındaki
köpekler kayıtlara göre 2,5 tona kadar ağırlık çekebilirler. (Tabi bu, yük
çekme federasyonu kayıtlarındaki tekerlekli bir araba üzerinde çekilmiş en
fazla yük rekordur) Bu konuda en başarılı köpekler safkan yada kırma
Malamut'lar, St.Bernardlar, Danua ve Mastiflerdir. Pitbullarda bu yarışmalarda
yerlerini kanıtlamış türlerdir, özelliklerde 17-18 kilo ağırlığındaki
ufak türler tabi ki bu, şu anlama gelmesin ki Pitbullar çok güçlü köpeklerdir.
Onlarla aynı klasmanda yarışıp, Pitbulları geçen birçok köpek türü
vardır. Belki bunlar özel olarak bu konu üzerinde yetiştirilmişlerdir. Ama
yine de dünyanın en güçlü köpeği Pitbullar'dır demek oldukça yanlış
olur. Pitbullar, Buldoglar gibi yüreklerinden ve dürtülerinden kaynaklanan,
fiziksel olmayan bir güce sahiptirler. İşte esas güçlerini buradan alırlar.
Atılan Kurşunlar Pitbull'un Vücudundan Geri Seker
Bu saçma söylentinin tartışmasını bile yapmak gereksizdir. Hiçbir yaşayan
canlının derisi veya kafatası "kurşun geçirmez" özelliğe sahip
değildir.
Pitbulların Öldürdüğü İnsan Sayısı, Popülasyonuyla Orantılandığında
Çok Fazladır
Pitbulların popülasyonu şu ana kadar hiç kimse tarafından belirlenebilmiş
değildir. Dolayısıyla belirlenememiş bir popülasyon hakkında böyle bir önerme
yapmak yanlış olur. Belki de bu oran sicile kayıtlı köpekler baz alınarak
hesaplanmıştır. Eğer sicile kayıtlı köpeklerden bahsediliyorsa Amerikan
Staffordshire Terrierleri, Amerikan Kennel Club Bull Terrierleri, Amerikan
Stuff'ta sicil olarak değerlendirildiğinde, popülasyon olarak fazla bir sayı
teşkil etmezler. Aslında bu olayın kökeni 1980'lerin ortalarına dayanır. O
yıllarda yüzlerce, hatta binlerce Pitbull UKC ve ADBA tarafından sicile
kaydedildiği halde, bir o kadarı da kayıtlara geçmemiştir. Ayrıca bir tek
safkan Pitbulla en az 3-4 çiftleştirme gerçekleştirildiği düşünülürse
en az şu anki tahmin edilen sayılarının 4-5 katı daha fazla sayıda
oldukları kesindir ve popülasyon olarak "Top Ten"de bulunacak kadar
geniş bir ailedir.
"Dövüş" Köpeği Olarak Bilinen Köpekler, Agresif ve Dövüş
Meraklısıdır
"Dövüşçülük" bir köpeğin davranışı ve karakteristik özelliğini
belirten bir terimdir. Bu gerçek dövüşçü bir köpekte, rakibinin
kaburgalarını kırmaya hatta, daha ileri safhalara kadar süren ve bu şekilde
sonuçlanan bir dövüş gerektirir. Dövüşçülük, dövüş isteği anlamı
inatla bir konuda başarı sağlayıp, sona erdirmektir. Bu sebepten dolayı bir
köpek herhangi bir konu üzerinde mücadeleci (dövüşçü kelimesinden daha
anlamlı olur) olabilir. Örneğin, ağrılık çekme yarışmalarında da bu mücadeleyi
görebiliriz. Köpek ne kadar zorlansa da, asla pes etmez ve arkasındaki
kendinden onlarca kat ağır yükü çekmeye devam eder. Bu mücadeleye başka
örnekler de vardır. Örneğin yaklaşık 40 C sıcaklıkta cesaret testi için
sürekli çalışan köpekler, arama/kurtarma köpekleri, hepsi bir amaç uğruna
yılmadan saatlerce çalışırlar. Becerilerini son haddine kadar kullanıp aldıkları
görevi sonlandırmak için uğraşırlar. İşte bu gerçek kararlılık ve mücadelenin
ta kendisidir.
Dövüş köpeklerinin, biraz garip olsa da, herkes için bir cazibe taşıdığını
bilirsiniz. Tabi ki onları kendi "güç" egoları için dövüştüren
sadistler açısından düşünüldüğü gibi değil. Dövüş köpeklerinin
cazibesini oluşturan en önemli faktörlerin başında, onların erkeksi,
kendinden emin ve dostça davranmalarıdır ve en önemlisi "asla, hayır
dememeleri".
Sizinle uyumu fevkaladedir, ama bu kalbinin büyüklüğünden daha az değildir